11 Temmuz 2008 Cuma

ALTILIYI YAKALAMANIN PÜF NOKTALARI

ALTILIYI YAKALAMANIN PÜF NOKTALARI



1)ATIN FORMU:

**at ne kadar kalite olursa olsun form durumu çok önemli…
atın formu demek, son 5 yarışındaki totosu değildir…
atın form durumu iyidir ama son yarışlarında bir düşüş içerisinde gözüküyor olabilir, bunun nedeni çok sert gruplarda koştuğu için, aleyhine pistte ve mesafede koştuğu için, uyum sağlayamadığı farklı şehirde koştuğu için veya rakiplerine göre dezavantajlı sikletle koştuğu için düşüş içindeymiş gibi gözükebilir…
buna dikkat edin!!!
Kendi grubunda koşacağı ilk yarışını kazanabilir, ideal pist ve mesafesinde koştuğunda kazanabilir, uygun sikletle koştuğunda kazanabilir…
yanıltan bir form grafiği gösterdiği için kazandığı yarışta yüksek ganyanla gelir…
**atın formuyla ilgili yanıltan bir diğer durum ise; kaliteli bir atın uygun bir grupta koşmasıdır…
Burada diğer bir durum devreye girer; atın galopları… eğer atın galopları iyi değilse, ne kadar kaliteli olursa olsun tek atılmamalı… örnek; MERKÜR’ün son yarışı…
Yeterli hazırlıkta görünmeyen bu safkanı bir çok insan tek atarak büyük bir hata yapmıştı…



2)GALOP:

**bazı insanlar vardır ki, hiç galoba bakmaz, dikkate almaz…
Bazı insanlar da vardır ki, sadece galoba göre altılısını kurar…
İkisi de yanlıştır!!!
Altılıya henüz yanı başlayan insanlar, bi atın galobuna bakar, en iyi galobun o olduğunu anlar, sonra o at yarışı kazandığı zamanda her ayakta en iyi galobu yapan at gelecek zanneder…
Oysa durum çok farklıdır…
İnsanlar, bültenler gibi her ata kendince puan vermeli…
Örneğin, ilk şans verdiğim safkan MIA SU, ikinci şans verdiğim safkan EBRUHANIM, üçüncü şans verdiğim ise FOR SALE gibi…
Bu puanları kendinizce verirken şunu düşünerek verin;
Yarış maiden, formsuz atlar, kim geleceğini bulmak çok zor; atın galobuna bakarsınız, en iyi galobu yapan ata 50puan verirsiniz…
Ancak yarış, açık yarış, çok kaliteli atlar koşuyor; atların galobuna bakarsınız, en iyi galobu yapan ata 20puan verirsiniz…
Yani galop her yarışta aynı değerde değerlendirilmez…
Açık yarışta koşan atlar kendini ispatlamış isimlerdir, galopların fazlaca önemi yoktur…
Eğer uzun süre start almamışsa, dikkate almalısınız veya kaliteli at formunu bulmadıysa, ne zaman çıkışa geçeceği belli olmayacağı için galoplarını dikkate almalısınız…
**göz ardı edilen bi durum da şudur; bi kaç çim yarışı koşmuş tayın ilk koşacağı kum yarışında nasıl koşabileceğini açıkça belli eder galoplar…
Çünkü galoplar kumda yapılır, güzel galop yapmasına rağmen bi türlü başarılı olamayan bir tay varsa, bilin ki kumda koşacağı yarışta çok şanslıdır…
Örneğin, ALAYEL’in koştuğu ilk kum yarışını kazanması…




3)PİST ve MESAFEDEKİ DERECELERİ’nin SİKLETLERİYLE HESAPLANMASI:

**Aslında insanların en çok kullandığı sistemdir…
Çoğunlukla yalnızca bunu dikkate alarak altılı yapıldığı için yanlış yapılmış olunuyor…
İki atın yaptığı dereceyi kıyaslamak o kadar kolay değildir…
Gazeteyi elinize alıp, bu at şu dereceyi yapmış, diğeri de bunu yapmış, bu tek olur demek saçmadır…
Yarıştaki dereceleri kıyaslayabilmeniz için yarışı izlemeniz gerekir, yarış hızlı tempoda geçilmiş olabilir, yavaş tempoda de geçilmiş olabilir…
Çim pistin durumu, koştukları şehir farklı olabilir…
İki dereceyi kıyaslarken, en sağlıklı tespiti yapmanız için derecelerin aynı günde olmaları gerekir…
Örneğin; TONY MONTANA 1200çimi aynı günde 1.12yapmışken, ACTION MAX 1.10 yapmıştı… bu da ACTION MAX’ın TONY MONTANA’yı geçeceğini gösterir, ki geçti zaten…
Çim pistin ölçümü aynı gözükse de, bazen dereceler günlere göre çok farklı çıkabiliyor…
Ben derecelere bakarken o kadar ayrıntıya girerim ki, aynı gün yapılmış iki dereceyi kıyaslarken; birbirleriyle aralarındaki saat farkına bile bakarım…
Nasıl mı?
1.koşuda maiden’da koşan bi tay, 1200çimi 1.14 yaparak kazanmıştır…
9.koşuda maiden’da koşan bi tay da, 1200çimi 1.14 yaparak kazanmıştır…
Ancak bir gün önceden yağmur yağdığı için çim pist biraz ağırdır, ölçümler saat 12de yapılmıştır, 1.koşu saat 13.30da koşarken, 9.koşu saat 17.30da koşulmuştur…
O günde hava günlük güneşlikse, 4saat içerisinde çim pist daha da kurumuştur ve ilerleyen her dakikada daha iyi derece çıkmaktadır…
bu da 1.koşuda koşan tayın, daha sonra koşacağı şartlı koşuda; 9.koşuda koşan tayı geçmesi gerekir dereceye göre…
Çok ayrıntılı bir durumdur, ancak şeytan ayrıntıda gizlidir…
Hiç sanmadığınız bir koşu hayatınızı değiştirebilir, küçücük bir hatanızda bile çok büyük ikramiyeler kaçırabilirsiniz, bundan dolayı aklınızı her türlü ihtimale açık tutmanız gerekir bu örnekteki gibi…
Özellikle taylarda dereceleri dikkate almanızı tavsiye ederim…





4)YARIŞIN GİDİŞ HATTI ve ATIN KOŞU STİLİ…

bir yarışın nasıl gideceğini, kimin bekleme yarışı yapacağını, kimin kaçacağını bilmiyorsanız; korkunuz, o zaman her şey olabilir o yarışta...
Yarış daha koşmadan, hayalinizde koşturabilmeniz için de bir çok atın koşu stilini bilmeniz gerekir…
Değişik koşu stillere sahip olup ta, sivrilen bazı atları örnek veriyorum…

ARMEN: çok süratli olan bu safkanın yanında bir başka kaçak at daha varsa başarısız olur, eğer önüne bir safkan geçebilirse; yarışa küser ve tabela dışı tamamlar…
Ancak önde boş kaldığı zamanda, POPULER DEAMAND ve GRAND EKINOKS gibi safkanlara uzak çekebilecek kadar tehlikeli olur…

CENTAUR: çok süratli bir isim olmasına rağmen, her hangi bir kaçak atın olması etkilemez… önünde kaçan atlardan bi müddet sonra liderliği alır, fark yapar, temposu düştüğü zaman yanına bir at gelirse tekrar arttırır ve yarışı kazanır…

GOLD FOR LADY: çok değişik stili olan bir safkandır, bu stilde olan çok az safkan vardır… taojan prenses mesela… bu safkan, önde yarışı forse eder, son 600de temposu düşerek geriler, ancak tekrar yarışa başlamış gibi sprinte kalkar ve yarışı kazanır…

SABIRLI: süratli geçen yarışlarda grubun gerisinde teşvikle gider, son 400 dönüldüğünde sanki başka bir safkana bürünmüş gibi çok güzel sprint atarak yarışı kazanır…

Start verildikten sonra at kaçar mı, geç mi çıkar, ortalardan mı takip eder, bunların hepsi önce atların stilleriyle alakalıdır...
ancak at sahibinin taktiği veya jokeyin insiyatifine göre değişkenlik gösterebilir…


Örneğin; devamlı aynı rakiplerini geride bırakan INSPECTOR, bir diğer kaçak at olan TAMPICO’nun da gruba dahil olmasından dolayı önde istediği tempoyu bulamayıp, daha önce bi kaç defa geçtiği rakibi SALVATORE’ye geçilmişti…

veya yarışın favorisi sprinter bir at olmasına rağmen, yarışta kaçak atların olmaması, sprinter olan favorinin şansını bi anda düşürür…
Çünkü sprint atan at, genellikle grubun gerisinden takip eder…
yarış ağır tempoda gittiği zamanda arka tarafta beklerse; önden giden atın temposu düşmeyeceği için attığı sprint fazla işe yaramaz…

Örneğin; KINGS DAUGHTER’ın kazandığı yarış, yarışın rolanti gitmesinden faydalanarak, rakiplerinin ataklarına karşılık vermişti, SOLFEJ SON’un bütün atakları bu atı geçmek için yeterli olmamıştı…




5)YARIŞIN ŞARTLARI:

**çok fazla bilgisine sahip olmadığım bir konu olmasına rağmen, inancım sonsuz bir kısım…
Bazı atların neden yarışa gitmediklerini, kazanması gerekirken neden kazanmadıklarını açıklayan en mantıklı durum budur…
Yarışın öyle şartları oluyor ki, o at o yarışı kazanırsa; bundan sonra koşacağı bir çok yarışa katılamıyor…
Bu da at sahibinin işine gelmediği için, atını tabelaya koşturuyor, bizim kuponlarımız yatıyor…
Ardından koştuğu yarışta da, geçen yarışı aklımıza geldiği için kuponumuza eklemiyoruz duygusal olarak, ancak bu at yarışı kazanıyor… hem tek attığımız için yatıyoruz, hem de yazmadığımız için yatıyoruz…
Bunu tespit edebilmek için de yarışın şartlarını bilmek gerekiyor, bu ayrıca uzmanlık gerektiren bir konu olduğu için, mümkün olduğu kadar yardım almaya çalışıyorum…





6)JOKEY

**her ne kadar atın üstüne oyunlarımızı kursak ta, sonuçta bunları kullanan bir jokey vardır… bu da altılı ganyanımızı çok büyük oranda etkiliyor…
Özellikle formda olan jokeylere, formda olduğu şehirlerde şans verin…
İlginç bir istatistik bilgisi vermek istiyorum; Ç.OK BURSA’da jokeylerin yüzde 80ninden daha fazla yarış kazanmasına rağmen, İSTANBUL’da 90defa bindiği atlardan yalnızca 1 tanesini birinci yapabilmiş…
Beni uzun zamandır çok şaşırtan bir durum, tam olarak mantıklı bi sebebini bulamadım…
Bursada getirdiği sürpriz atların hattı hesabı yokken, istanbulda da getiremediği favorilerin hattı hesabı yok…
Neyse, jokey formları çok önemli…

Y.AKAĞAÇ: formda olduğu zaman açık yarışlarda sürpriz yapmak dahil bi çok yarış kazanır, ancak formsuz olduğu zaman gelebilecek atı bile getiremez…

S.BOYRAZ: bir çok insanın anti sempatisini almasına rağmen bazen çok güzel yarışlar sergileyebiliyor… 15 ağustos 2007 tarihinde HİCRAN’ı geçebilmek için ÇAĞAN’la verdiği mücadele aklımdan çıkmıyor, hayran kalmıştım… ancak aynı sürüşünü ayda bir iki defa yapması düşündürücü…

F.ÇAKAR: en beğendiğim jokey… mükemmel at sürüşüyle insanda hayranlık bırakıyor… atı bisiklet sürermişçesine yön verebiliyor, çok hakim bir duruşu var… 25ekim 2003 tarihinde, ağır çimde, 1200mesafede, türkiye’nin teki olan AKINDAYIM’ı, FLIERS FANTASY’e binerek mağlup ettiği yarış; ayakta alkışlanacak bir sürüştü… ve ne türkiye’de, ne başka bir ülkedeki jokeyler bahsettiğim yarışı kazanmazdı… nasıl kazandığını merak eden arkadaşlar olursa, msnden anlatırım…
Bu jokeyin, eksi tarafı ise; bindiği atı ya kaçırır, ya da en geride bekleme yaptırır… kolay kolay yarışı ortadan takip etmez, atı koşu stilinden farklı koşturur…

S.KAYA: karataşla girdiği hırstan dolayı son zamanlarda çok başarısız olarak, bir çok yarış severi mağdur etti… ancak jokeylik bakımından kalitesi tartışılmaz, koşu stilini değiştirip, artık safkana daha yakın sürerek kendisini rüzgardan kurtarmaya başladı…
Daha önce kendi atları olan YAVUZCA’yı, büyük bir yarışta TAMERİNOĞLU’yla geçerek çok büyük sempati toplamıştı, şimdi de Enternasyonel koşuda birinci olan sabırlı’nın jokeyi karataş’ı ilk tebrik eden kişi olarak, yarış severlerin tekrar sempatisini topladı…
Daha çok öndeki atlara avans vermeyi sevmeyen bi stili olan bu jokey, birinci olmadığı sürece atı kolay kolay tabelaya sokmaya çalışmaz… bahis oynayanlarda bundan dolayı mağdur olurlar, dikkat edin…

E.YAVUZ: ata fazla kırbaç vurmayan, genellikle tutarak getirmekten yana olan bir jokey… teşvikle gitmeyi seven atlara kesinlikle binemez…

KARATAŞ: söylenecek söz yok… bu işin piri…

Jokeyleri iyi tanımak, sürüş stilleriyle, bindikleri atın stilini bilmek sizlere faydalı olacaktır…





7) ORJİN

** genellikle tay yarışlarında bizlere faydalı olan kısımdır...
ilk defa koşacak olan bir tayın nasıl koşabileceğini, o tayın annesine, babasına, kardeşlerine bakarak bi nevi bulabiliriz...
bazı atlar kısa mesafeyi, bazı atlar uzun mesafeyi başarılı koşabilirler, bunlar dozaj sisteminde sunulmuştur, ancak kesinliği yoktur...
** ilk defa koşacak olan tayların dışında, koşan tayların ilk uzun mesafeli yarışlarında başarılı olup olamayacağı kestirilebilir... veya pist değişikliğinden olumlu veya olumsuz etkilenebileceği kestirilebilir...





8)ALTILIYI KURMAK:

**aslında işin can alıcı kısmı burasıdır…
Siz her ayakta gelecek atı bulabilirsiniz, ancak altılınızı kuramazsanız; hepsi boşa gider ve altılıyı yakalayamamış olursunuz…

** öncelikle altılının kalbini bulun, hangi koşu altılının kaderini değiştirir?
eğer altılının kaderini değiştirecek koşunun ikramiyesi düşükse; o koşuyu tüm türkiye gibi tek atmayın, süpriz bekleyin...
** seyif keyfi yüksek yarışları genellikle birinci ayak ile dördüncü ayağa koyarlar, birinci ayakta olmasının sebebi; altılı ganyanın tevziyesini arttırmaktır...
dördüncü ayağa konulmasının sebebi ise; o koşuya kadar ganyan oyunlarınızın yatması halinde, beşli ganyan, dörtlü ganyan veya üçlü ganyan oynamanız için kurulmuş bir tuzaktır...
** kaliteli atların koştuğu programda, ilk ayağa vasat safkanların oluşturduğu bir yarış koyuyorlarsa; sürpriz bitme ihtimali yüksek olur, en kötü ihtimalle plase kazanır, favori çok zor kazanır…
** bir yarış programına çalışırken; öncelikle şansının hiç olmadığını düşündüğünüz isimlerin üstünü kalemle karalayınız... bu şekilde kafanız karışmaz, git gel yaşamazsınız, daha kararlı olursunuz... ayrıca çok karışık gibi gördüğünüz program, daha basit gelir gözünüze... çünkü; elediğiniz isimler hakimiyetinizin altındadır, onlar zaten büyük ihtimalle kazanamayacak, geriye kalanlar arasında çalışmaya devam etmelisiniz...
** Altılınızı kurarken, arda arda iki ayağı tek atmaktan çekinin…
Para verecek sisteme göre; tek attığınız koşudan sonraki yarışta süpriz beklemek için çok at yazabilirsiniz...
ard arda iki ayağı eğer tek atıyorsanız; ikisi de favori olmasın, o zaman bültenlerin verdiği göz boyamacı altılılardan farkı kalmaz, tutsa bile çok az ikramiye verir...
** yapacağınız altılıda, son ayağı kapatmayı düşünüyorsanız; yaptığınız altılıyı kontrol ediniz, eğer iki tane türkiyenin tekini attıysanız ve bunların kazanacağına inanıyorsanız; son ayağa boşuna çok at yazmayınız, ilk dört atın dışına çıkmaz...
ancak attığınız tekin biri türkiyenin teki, diğeride tek atılması zor bir isimse; o zaman son ayağı kapatıp süpriz bekleyebilirsiniz...
**Eğer bir koşuda favoriyi yıktıysanız, yıktığınız atın jokeyine başka bir ayakta şans tanıyınız…
Çünkü favoriyi getiremeyen jokeyler, ummadığınız yerde yarış kazanabilir…
** ayrıca çok at yazdığınız yerde 1numaralı safkanları yazmanızı öneririm…
En çok sürpriz yapan numaradır… handikap puanı genellikle yüksek olurlar, formsuzda olabilirler, ancak gelme şansları daima vardır… ayrıca benim en çok yattığım numaradır;)

atyarısında farklı görusler

http://bahisciniz.tr.gg/
http://ferhatpusa.blogcu.com/
http://www.sporx.com/atyarisi/